7. Soru
Alâk suresi ve ardından gelen Kalem suresi, sürekli Ebu Cehil’e lanetler yağdırmaktadır.
Allah kendi yarattığı Ebu Cehil’e neden bu kadar kin gütmektedir?
İnsanlığa gönderdiği ilk sözleri neden bu kişiye ayırmıştır?

Cevap
Özet olarak :
• Allah’ın Ebu Cehil’e “kin gütmesi” söz konusu değildir. Söz konusu olan şey, Kur’an’ın belirli karakter özelliklerini eleştirmesinden ibarettir.
• Alak ve Kalem sureleri, bir kişiyi değil, bir toplumsal zihniyeti hedef alır.
• İlk vahiy ayetlerinin bir kısmı bilimi / okumayı vurgularken, diğer kısmı bu hakikati engelleyen zorba karakter tipine karşı uyarı niteliğindedir.
• Bu bağlamda Ebu Cehil, tarihsel örnek olarak anılır, fakat mesaj zamanlar üstüdür.
Gerekçeler kısmında da bazı yanlış kabulleri netleştirelim:
1. Alak ve Kalem sureleri, Ebu Cehil’e “özel olarak” inmedi ve “kişiye özel lanet” içermez.
Alak Suresi, Kur’an’ın ilk vahyi, okuma–bilme–öğrenme emrini içeren evrensel bir başlangıçtır. Bu bölüm hiçbir kişiye küfür ya da lanet içermez.
Surenin devamında, Peygamber’e engel olmaya çalışan “bir kişiden” bahseder:
“Secde eden bir kulu engellemeye kalkışanı gördün mü?” (Alak 9–10)
Bu kişinin Ebu Cehil olduğu rivayet edilmiştir, fakat ayet kişinin kimliğini değil tavrını konu eder:
• Kötülükte ısrar
• Otorite şımarıklığı
• Allah’a kulluğu engelleme
Dolayısıyla ayetler bir kişiyi hedef almaktan çok bir karakter tipini anlatır.
Kalem Suresi’nin baş tarafında da doğrudan isim verilmez.
“Yemin eden, aşağılık, fesat çıkaran, nimete nankör, saldırgan kimselere uyma.” gibi genel ifadeler vardır. Bu özellikleri taşıdığı için Ebu Cehil ve benzerleri bağlamda zikredilmiştir.
Sonuç olarak, her iki sure de Ebu Cehil’e özel olarak inmedi; onun temsil ettiği karakter tipine uyan herkes için geçerlidir. Yani mesaj evrenseldir, sadece bir kişiye özel değil.
2. Allah neden kendi yarattığı bir kişiye “kin” gütmüş olsun?
İslam’da Allah’ın öfkesinin, bizim anladığımız anlamda duygusal bir kin olmadığını anlamak için çok zeki olmaya gerek yok.
Kur’anî bağlamda;
• Allah’ın gazabı, ahlaki düzeni bozanlara karşı ilahî uyarı ve sonuç bildirimidir.
• Bir kişinin karakterini değil, tercihlerini hedef alır.
Ebu Cehil örneğinde eleştirilen şey:
• İnsanlara zulmetmesi
• Köleleri işkenceyle İslam’dan döndürmeye çalışması
• Peygamber’i öldürme girişimleri
• Kâbe’de namaz kılan Peygamber’i engelleme teşebbüsleri ve tehdit etmesi
• Yetim malı yemesi
• Toplumu yozlaştırması
Kur’an bir kişiye değil, insanlık için bir kötülük prototipine seslenir. Yani, gücü elinde bulunduran ve bunu zulme dönüştüren tiplere…
Dolayısıyla bu “kin” değil; bir ahlaki çizgi koyma, zulmün karşısında durmadır.
3. Peki neden “ilk sözler” bu tip bir insana dair uyarılar içeriyor?
Cevap: İlk vahyin yapısı iki parçalıdır.
1. İlk 5 ayet ilmin ve vahyin yüceliğini anlatır.
2. Ardından gelen ayetler ise vahyi engellemeye çalışanların akıbetini bildirir.
3. Zaten, özünde son derece barışçıl bir din olan İslam’ın silaha sarıldığı nokta, mesajının insanlığa ulaşmasına engel olunduğu andır. İslam, mesajını muhatabına ulaştırabildiği sürece kimseyle savaşa girmez. Zira, dinde zorlama yoktur.
(İlk 5 ayet) Alak 1–5: Yaratan rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir.
Bu insanlık tarihindeki en büyük bilgi devrimidir. İlk mesaj tamamen:
• Eğitim
• Okuryazarlık
• Bilim
• İnsan onuru
üzerinedir.
(Devam ayetleri) Alak 6–19:
Bu mesajın hemen ardından gelen bölümde “insanın azgınlaşması” hatırlatılır.
Neden?
Çünkü Kur’an’ın pedagojisi şudur:
İlim olmadan insan yoldan çıkar; güç, çoğu zaman zulme dönüşür. İlmin karşısında duran tipik figür ise Ebu Cehil karakteridir.
Ebu Cehil’in tarihi rolü:
• Mekke’nin aristokratı
• Gücüyle insanları ezen
• Değişime tamamen kapalı
• Yeni bir düşüncenin doğuşunu zorbalıkla bastırmaya çalışan bir lider
Dolayısıyla ilk vahiy, toplumdaki iki modeli yan yana koyar:
1. Oku – öğren – düşün diyen insan modeli
2. Okumayı, secdeyi, hakikati engelleyen azgın güç modeli
• Bu karşılaştırma sadece Ebu Cehil için değil, tarih boyunca her dönem için geçerlidir. “Burada Ebu Cehil bir örnektir. Ayet bir kişiyi değil, o karakterde olan herkesi kapsar.”
4. Kur’an’ın kişiye değil niteliğe odaklanması — ehl-i sünnet tefsirlerinin ortak görüşüdür
Kur’an çoğu zaman:
• zalimler
• münafıklar
• yalanlayanlar
• yetim malı yiyenler
• haddi aşanlar
gibi genel vasıflarla hitap eder.
Ehl-i sünnet âlimleri bunu şöyle açıklar:
“Kur’an belirli bir kişiyi değil, bir ahlak türünü hedef alır ki mesaj evrensel olsun.”
(Bkz. Kurtubî, Câmiu’l-Ahkâm, giriş bölümü)